Sayfalar

Subscribe:

Ads 468x60px

Kategoriler

Süleyman Şah

Süleyman Şah veya Süleyman Şah Kaya Alpoğlu (1178? - 1227, Fırat), Kaya Alp'in (Kutalmış) oğlu, Ertuğrul Gazi'nin babası, Osman Gazi'nin dedesidir. Oğuzların Kayı boyundandır. Doğum yeri ve tarihi hakkında kesin bilgiler yoktur.

Kemosentez




Kemosentez, ışık enerjisi olmadan organik madde üretilmesi.
Fotosentezde, yeşil pigmentli klorofile sahip bitkiler, ham madde olarak H2O(su) ve CO2 (karbondioksit) kullanmak süretiyle karbonhidratları sentez ederler. Fotosentez, enerjiye ihtiyaç gösteren bir olaydır. Bu iş için, klorofil tarafından absorbe edilen güneş ışığının enerjisi harcanmaktadır.

FARABİ



                    
                           


 Farabi  Türk-İslam  filozofudur. Batı  kaynaklarında  adı  latince  olarak   Alphorabius  şeklinde  geçer.  İlk  öğrenimini  doğduğu  ilde, yüksek öğrenimini Bağdat’ta yaptı. Zamanın ünlü bilginlerinden,  bu  arada  hıristiyan  filozofu  Ebu  Bisr  Mate  Bin  Yunus’tan  İsogaca  ve  mantık  Ebu  Bekr ibn-i  el  Sarraç’tan  nahiu (dilbilgisi)  dersleri  aldı.  Harran’da  felsefe  ile  ilgili  çalışmalar  yaparken  tanıdığı  Yuhanna  Bin  Heylan’dan  ders  aldı.  Aristoteles’in  ortaçağda  bilinen  eserlerini  inceleyerek  gezimciler (messaiyün)  adlı  felsefe  okulunun  görüşlerini  öğrendi. 

DEPREM NEDİR ?




Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir.
Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.

Demokrasi





Gerçek demokrasinin etimolojik kökeni "demos" (halk) ve "kratos" (egemenlik) kelimelerine dayalıdır. Gerçek demokrasi, kısaca, halkın egemenliği demektir. Gerçek demokraside egemenliğin gerçek sahibi "birey" ve nihayetinde, bir devlet sınırları içerisinde yaşayan "halk"tır.

Kök Boyası















Türkiye’de boya maddelerini ihtiva eden ve kumaşları, halıları vesaireyi boyamada kullanılan çok sayıda boya bitkileri vardır. Bu bitkilerin muhtelif kısımlarında çeşitli boya maddeleri bulunmaktadır. Mesela: bazılarının çiçeklerinde, yapraklarında, kabuklarında, odunlarında ve köklerinde bulunurlar ve kimya bakımından da oldukça ehemmiyetlidirler.

HAVA KİRLİLİĞİ













Günümüzde, her geçen gün artan çevre sorunlarının başında gelen hava kirliliği, geleceğin dünyasını ciddi bir şekilde tehdit etmekte, ekolojik tehlikelerle karşı karşıya bırakmaktadır. Dünya nüfusunun hızla artmasına paralel olarak, artan enerji kullanımı, endüstrinin gelişimi ve şehirleşmeyle ortaya çıkan hava kirliliği insan sağlığı ve diğer canlılar üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.

Hücre













Canlıların canlılık özelliğini gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Tüm canlılar hücrelerden yapılmıştır. Hücreler gözle görülmez, ancak mikroskopla incelenir.
Bazı canlılar bir hücrelidir. Bakteriler, amip, terliksi hayvan, öglena örneklerdendir.
Bazı canlılar ise çok hücrelidir. İnsan, ağaç, kuşlar örneklerdendir.
Çok hücrelilerde “Hücreà Dokuà Organà Sistemà Organizma” sırası vardır.

GÖKTÜRKLER

                                                 
 
  
      











552-745 yılları arasında Orta Asya’da Ötüken’de hüküm süren büyük Türk hanedanıdır. Tukyular 6. yy.ın ilk yarısında Altay dağlarının eteklerinde Juan-Juan’lara bağlı olarak  yaşıyorlardı. Çin imparatoru, Türkler ile dostça ilişkiler kurmak amacı ile Tukyuların başı  Bumin’e bir elçi gönderdi(535). Bir yıl sonra da Bumin’in gönderdiği elçi Çin imparatoruna  kendi  ülkesinin  ürünlerini  hediye olarak  sundu.

Bilgisayarın Temel Kavramları


İkili sayma sistemi ilkelerine göre (0 ve 1) çok hızlı elektronik hesaplama yapabilen araçlara "bilgisayar" denir. Bilgisayar, ona verilen bilgileri "girdi" olarak alır, işledikten sonra "çıktı" olarak sunar.
Bir bilgisayar sistemi temel olarak "Yazılım" ve "Donanım" diye iki kısımda incelenebilir.

AY VE ÖZELLİKLERİ


  • Ay dünyamızın 1/50’si kadardır. Bu sebeple Ay’da yerçekimi azdır(dünyadakinin 1/6’sı kadardır).  
  • Ayda atmosfer yoktur. Bunun sonucunda ;
·         Hava ve su yoktur.
·         Meteorolojik olay (iklim) görülmez.

ELEKTROLİZ

 Bir elektrolit içine iki elektrot daldırılıp, bu hücreye dıştan bir akım uygulayarak elektrotlarda kimyasal reaksiyonlar meydana getirilmesi olayına elektroliz denir. Elektrolizin meydana gelmesi için, hücreye anot ve katot denge potansiyellerinin toplamından daha büyük potansiyelde bir dış akımın uygulanması gerekir Katotda yürüyecek olan indirgenme reaksiyonları için elektrona ihtiyaç vardır. Bu elektronlar dış akım kaynağından sağlanır.

Güneş



Bir yıldız olarak, Güneşimiz, kütle, büyüklük, ısı, vb. açısından, gökadamızda ortalama ve sıradan bir yıldızdır. Bu grup yıldızlar "sarı cüceler" sınıfında yer alır.

Yaşının 4.6 milyar yıl olduğu, bir aksilikle süpernova haline filan dönüşmezse bir beş milyar yıl kadar daha parlamağa devam edeceği hesaplanmaktadır!...

Nobel Bilim Ödülleri



            27 Kasım 1895 tarihli ve 30 Aralık 1896 yılında Stockholm’ de açıklanan vasiyetnamesiyle Alfred Nobel tarafından kurulan Nobel ödülleri, insanlığa hizmet edenleri ödüllendirmek amacını taşır. Nobel’ in servetinin yıllık geliri beş eşit parçaya ayrılmıştır. Bu parçaların birincisi fizik, ikincisi kimya, üçüncüsü fizyoloji veya tıp alanında en önemli icadı yapan kişiye; dördüncüsü edebiyat alanında en soylu ve en içten ideali örnek alarak meydana getirdiği eserin yazarına, beşincisi de halklar arasında kardeşliğin gerçekleştirilmesi, sürekli orduların ortadan kaldırılması veya sayısının azaltılması, barış kongrelerinin yapılması ve yaygınlaştırılması için en çok çalışan kişilere verilir. Başta beş dalda verilen ödüllere 1968 yılında İsveç Bankası Alfred Nobel anısına bir de “İktisat ödülü” ekledi.

Pasif İçicilik




            Sigara içimi yalnız içene değil, aynı ortamda bulunanlara da zarar vermesi ve bu durumdan en çok çocukların etkilenmesi bakımından önemli bir halk sağlığı sorunudur.
            Kendisi sigara içmediği halde işyerinde, insanların toplu olarak bulundukları kapalı yerlerde ve evde sigara içen kişilerin dumanına maruz kalarak bu dumanda bulunan tüm zararlı maddelerin solunması "pasif içicilik" olarak tanımlanabilir. Günümüzde kapalı yerlerde sigara içimini yasaklayan yasa ile birlikte sigara içmeyen pek çok insan pasif içicilikten bir miktar kurtulmuştur. Peki ya evde, misafirlikte sigara dumanına maruz kalan ya da ebeveynleri sigara içtiği için pasif içici konumuna düşen çocuklar!...

Selçuklu Devletinin Kuruluşu

                  

Selçuklular, Türk-İslam devletlerinin en büyüklerindendir. Oğuzların Üçoklar kolunun, Kınık boyuna mensupturlar. Onuncu yüzyılın sonu ile onbirinci yüzyılın başlarında İslam'ı kabul ettiler. Selçuklular; Çin'den, Batı Anadolu dahil bütün Ortadoğu ülkeleri, Akdeniz sahilleri, Kuzeybatı Afrika, Hicaz ve Yemen'den Rusya içlerine kadar yayılan hakimiyetin, muazzam bir kültür ve medeniyetin temsilcisidir.

RÖNESANS DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAN FELSEFİ AKIMLAR


Tomasso’nun ardından Avrupa Düşüncesinde bilimsel bir yönelim gözlemlenir. İnsanoğlu yeniden yıldızlara, dış dünyaya merak salar. Modern bilim bu dış dünyadan başlar. En son insan araştırılmaya başlar. Artık tartışma ve akıl yürütmenin yerini, gerçeklerle yüzleşmek, deney ve ölçümler almıştır.

Toprak

1. TOPRAK
1.1. Toprağın Tanımı:
Bütün canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için doğrudan veya dolaylı olarak toprağa ihtiyaçları vardır. Çeşitli araştırmacılar tarafından toprağın çeşitli şekillerde tanımları yapılmıştır. Ancak bu tanımlamalarda birleşen 3 temel madde vardır. Bunlar:

TELEVİZYONUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ

Günümüzde gerekli gereksiz her yerde ve her biçimde tartışılan televizyonu iki körün tuttuğu fil örneğine benzetmek mümkündür. Her kesimden insanın kendi düzeyi ve beklentileri çerçevesinde konuya yaklaşımları farklı olabilmektedir. Ben daha çok çeşitli programlar aracılığıyla televizyonda yer alan ve çocukları çeşitli biçimlerde etkilediğine inandığım birtakım açık ve örtük mesajlar üzerinde durmak istiyorum.

Noktalama İşaretleri

NOKTA :
           
*Anlamca tamamlanmış haber cümlelerinin sonlarında kullanılır.

“Bu konuyu mutlaka öğrenmeliyim .
“Seni de bekliyoruz bu akşamki yemeğe .

UNESCO’NUN DÜNYA MİRASI LİSTESİNDEKİ TÜRK TARİHİ ESERLER



TURKEY
1985 Historic Areas of Istanbul
1985 Goreme National Park and the Rock Sites of Cappadocia
1985 Great Mosque and Hospital of Divrigi
1986 Hattusha
1987 Nemrut Dag
1988 Xanthos-Letoon
1988 Hierapolis-Pamukkale
1994 The City of Safranbolu
1998 Archaeological Site of Troy

Eğrelti Otu

Eğrelti Otu

(Farn / Farnkraut / Fougére / Fern Nepkrodium filixmas / Dryopteris filis mas / Fougere male / Filicis rhizoma) Bu sinifta bulunan 170 cins, 9000 tür bitki yaklasik olarak dünyanin her tarafina yayilmistir. Türlerinin çogunlugu tropik bölgelerde yetismektedir. Egreltiotlarinin birkaç santimetre büyüklükte olanlardan, agaç sekline kadar çesitleri vardir. Bugün yasayanlarin çogunlugu, çok yillik otsu bitkilerdir. Bunlarin topragin

HİV VİRÜSÜ


HIV, AIDS'e yol açan virüstür. HIV, İngilizce Human Immunodeficiency Virus (Bağışıklık Sisteminin Çökmesine Neden Olan Virüs) kelimelerinin kısaltmasıdır.
Kanında HIV virüsü bulunmayan kişilere "HIV negatif" denir. Bu kişiler aynı zamanda Anti-HIV testi (ELISA testi negatif) kişilerdir. Kanında HIV virüsü bulunan kişilere "HIV pozitif" veya "HIV enfeksiyonlu" denir. Bu kişiler aynı zamanda kanında antikor bulunan seropozitif (Anti-HIV testi=ELISA testi pozitif) kişilerdir.

Çocuk Hakları


Çocuk Hakları

Ön bilgi:
İlk kez Birleşmiş Milletler’n 1959’da yayımladığı Uluslar arası Çocuk Hakları Bildirgesi ile uluslar arası düzeyde gündeme gelen çocuk hakları, 1979’un Dünya Çocuk Yılı ilan edilmesiyle hemen her ülkede sıcak bir tartışma konusu yarattı. Dünyamızda hala milyonlarca çocuk eğitim olanaklarından yararlanamıyor, ağır çalışma koşullarında sömürülüyor, aile içinde hırpalanıyor,

ÇEKÜL

                                                                        ÇEKÜL
ÇEKÜL, ülkemizin doğal ve kültürel mirasını korumak amacıyla 1990 yılında vakıf statüsünde kurulmuş, bir sivil toplum kuruluşudur.
"Doğal kaynakları", "kültürel mirası" ve "insan"ı bir bütün olarak ele alan ÇEKÜL, doğal ve kültürel çevreyi korumak için "kent-havza-bölge-ülke" ölçeğinde projeler geliştirmektedir.

Aşık Veysel


Asiklik geleneginin unutulmaya yüz tuttugu bir zamanda ortaya çikan ve 20.yüzyil Türk Halk siirinin önde gelen simasi olarak kendini kabul ettiren Asik Veysel Satiroglu, 1894 yilinda Sarkisla ilçesine bagli Sivrialan köyünde dogmustur. Babasi Karaca Ahmet, annesi Gülüzar Hatun' dur.

VADİDEKİ ZAMBAK ÖZET

Vadideki Zambak BALZAC

Kendisi Paris.te oturduğu halde bir defa bile beni görmeğe gelmemişti. Kız kardeşlerim de seyahate iştirak ediyorlardı ve Paris.i beraber gezecektik. Fransız tiyatrosuna hep beraber gidebilmek üzere ilk gün akşam yemeğini Palais-Royal’de yiyecektik. Hatıra hayale getirmediğim bu safaların programının bana verdiği sarhoşluğa rağmen, felâkete alışık kimseleri o kadar sür’atle müteessir eden fırtına rüzgârı sevincime sükûnet verdi. Parasını ebeveynimden bizzat istemekle beni tehdit etmekte olan Doisy cenaplarına yapılmış yüz franklık burcu haber vermekliğim icap ediyordu.

ATOM HAKKINDA HERŞEY


            Atom, bir maddenin özellikleri değiştirmeden bölüne bileceği en küçük parçasıdır. Atomlar çok kez molekül adı verilen grup halinde bulunurlar.
Elimizle dokunduğumuz, gözümüzle gördüğümüz her şey atomlardan yapılmıştır. Ancak, bu atomlar son derece küçük oludklarından, ne mikroskopla görülebilirler nede varlıkları tek tek farkedebilir. Bu yüzden, bilginler atomların varlığını yapılarını ancak özel usullerle inceleyebilirler.

ALMANYA



 I. ALMANYA FEDERAL CUMHURİYETİ ÜLKE PROFİLİ
 Genel Bilgiler
Resmi Adı
: Almanya Federal Cumhuriyeti
Yönetim Biçimi
: Federal Cumhuriyet
Resmi Dili
: Almanca
Başkenti
: Berlin

VİTAMİNLER

VİTAMİNLER
Vitaminler sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan organik bileşiklerdir. Vitamin Latince yaşam anlamına gelen "vita" sözcüğünden kaynaklanır. Vitaminler vücut tarafından üretilemeyen, besinlerin enerjiye dönüşümüne ve vücudun normal işlevini sürdürmesine yardımcı olan maddelerdir. Yapılan araştırmalar, minerallerin de vücut işlevleri için vitaminler kadar önemli olduğunu ve ikisinin de vücutta belirli oranlarda bulunması gerektiğini ortaya koymuştur.

ALKOL BAĞIMLILIĞI


Son yıllarda hızlı bir artış görülen alkol tüketimi giderek bir sosyal sorun olma özelliği kazanmaktadır. Alkol ,insanlarda fiziksel ve psikolojik bağımlılık yapar. Bu nedenle bir defa denemek için de olsa kesinlikle alkollü içkiler kullanılmamalı.

a) ALKOL ve ETKİLERİ

Oldukça fazla çeşitlilik gösteren alkollü içeceklerin dünyada  yaklaşık 800 çeşidi bulunmaktadır. Alkol sadece içki olarak kullanılmaz. Alkol, tıpta dezenfeksiyon amaçlı ve donmayı önleyici özelliğinden dolayı araçlarda kullanılan antifriz yapımda da kullanılır.

ESMÂÜL HÜSNA ALFABETİK LİSTESİ


Allah : Yaratan, yapıp-eden, ezeli, ebedi olan, varlığında başkasına muhtaç olmayan, eşsiz, ortaksız kudret.
Afüvv : Affeden, hataları, günahları bağışlayan.
Ahad : Zatında, varlığında tek olan
Âhir : Sonu olmayan.
A'lâ : En yüce
A'lem : En iyi bilen

AKKOYUNLULAR

I- SIYASî TARIH 

Akkoyunlular, 1340-1514 yillari arasinda Dogu Anadolu, Azerbaycan ve Irak'ta hüküm sürmüs olan bir Türkmen hanedanidir. Devletin kurucusu olan Karayülük Osman Bey Oguzlarin Bayindir boyuna mensuptur. Bu sepele Akkoyunlu Devleti'ne Bayindiriyye Devleti de denilmektedir. Akkoyunlular'in Anadolu'ya ne zaman ve hangi yoldan geldikleri bilinmemektedir.

AKRABA EVLİLİĞİ; SORUNLAR, NEDENLER VE ÇÖZÜMLER

Akraba evliliği toplumumuzda bir çok başka ülkede olduğu gibi ciddi bir tıbbi sorundur. Genetik hastalıkların sıklığını olumsuz etkilemesi nedeniyle üzerinde önemle durulması ve tartışılması gerekir.

Akraba evliliği sıklığı nedir?
Türkiye’de akraba evliliği sıklığı Hacettepe Nüfus Etüdleri Enstütüsünün 1983 yılında yaptığı çalışmada % 21.10 olarak bildirilmiştir. Bu sıklık yöreler arasında ciddi farklılıklar göstermektedir ve ülkenin batısından doğusuna doğru gidildikçe artmaktadır.

PLATON ve ARİSTOTELES

Aristo ve Platon, insanoğlu için değerli bir yaşamın sadece bir cemiyet içerisinde mümkün olacağına inanır. Cemiyetle, her ikisi de Yunan şehir devletini kastetmektedir. Ancak idealist rasyonalist Platon ile eleştirel, sağduyulu filozof Aristo arasındaki genel karşıtlık iki filozofun toplum görüşlerinde de açığa çıkmaktadır. Platon var olan koşulları aklın talepleri doğrultusunda eleştirir ve siyaseti, bir vazife gibi görür: Var olan koşulları ideal olana yaklaştırma görevi. Halbuki Aristo mevcut devlet formlarıyla yola çıkar ve O'nun için akıl, gerçekten var olanı değerlendirmek ve tasnif etmek için bir araçtır. Demek ki Platon mevcut düzenin ötesinde, mahiyeti itibariyle yeni olanı ararken, Aristo mevcut olanlardan en iyisini bulmaya çalışmaktadır. Zamanının şehir devletlerindeki siyasal koşullara uygunluğu göz önünde bulundurulduğunda, bu noktada Aristo'nun söyledikleri daha gerçekçidir.

KİMYASAL BAĞLAR

            Birleşiğin en küçük parçasın oluşturan ve en az iki atomun birleşmesinden meydana gelen kararlı yapı moleküldür. Moleküldeki atomları bir arada tutan kuvvet ise kimyasal  bağlardır.

I. MEHMED ve II. MURAD DÖNEMİ

3.1.I. Mehmed ve II. Murad Dönemi AnadoluSiyaseti

            Ankara Savaşı, Anadolu’yu bir sıfıra tekrar döndürme olayıdır. O zamana kadar inşa edilen Anadolu Türk Birliği artık parçalanmıştır. I. Mehmed ve II. Murad dönemlerini bu birliği tekrar Yıldırım Beyazıd döneminin ulaştığı noktaya çıkarma faaliyetlerinin yoğun olduğu dönemler olarak görmekteyiz.
            Bu dönemler kaybedilen toprakların tekrar kazanılmasına yönelik çalışmalarla geçilmiştir. Anadolu beylikleri Timur’dan da cesaret alarak her ne kadar bağımsızlıklarını korumaya çalışmışlarsa da II. Murad dönemi sonunda büyük oranda bir birleştirme oluşmuştur.

YILDIRIM BEYAZIT DÖNEMİ

2.1. Yıldırım Beyazıt’ın Anadolu Siyaseti
            I.Murad’ın vefatı Anadolu da karışıklıklara sebep oldu Karamanlıların desteği ile beylikler tekrar egemenliklerini güçlendirmeye başladılar.
            Beyazıt ilk önce bunlara yeteri tepkiyi gösteremedi. Yaklaşık bir sene oyalama taktiği kullandı. Çünkü Rumeli’nde dengeler çok hassastı. Beyazıt Rumelini hizaya soktuktan sonra Anadolu’ya yöneldi. Daha alındığı halde fırsattan yararlanıp bağımsızlıklarını elde eden beylikler üzerine yöneldi.

GENEL OLARAK OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞ DÖNEMİNDEKİ ANADOLU SİYASETİ

            Moğol istilasından kaçan beylikler, uzun süre Moğollara bağlı yaşadılar. Zamanla zayıflayan bu devlete karşı bağımsızlıklarını kazanmaya çalışan beyliklerden birisi de Osmanlılardı.
            Osmanlı beyliği Orhan Bey dönemine kadar genel olarak fetih hareketlerinde bulundu. Çünkü diğerlerine göre küçük olan bu beylik Bizans’a karşı yürüttüğü seferler neticesinde yavaş yavaş büyümeye başladı.
            Orhan Bey döneminden itibaren bir devlet hüviyetine kavuşan Osmanlılar, 1340 yılına kadar sadece Bizans üzerine seferler düzenlerlerken, bu tarihten itibaren Anadolu’ya da yönelmeleri gerektiğinin farkına varmaya başladılar. Bunun iki önemli sebebi vardı: