TURKEY
1985 Historic Areas of Istanbul
1985 Goreme National Park and the Rock Sites of Cappadocia
1985 Great Mosque and Hospital of Divrigi
1986 Hattusha
1987 Nemrut Dag
1988 Xanthos-Letoon
1988 Hierapolis-Pamukkale
1994 The City of Safranbolu
1998 Archaeological Site of Troy
1985 Historic Areas of Istanbul
1985 Goreme National Park and the Rock Sites of Cappadocia
1985 Great Mosque and Hospital of Divrigi
1986 Hattusha
1987 Nemrut Dag
1988 Xanthos-Letoon
1988 Hierapolis-Pamukkale
1994 The City of Safranbolu
1998 Archaeological Site of Troy
İSTANBUL TARİHİ ALANLARI
Dünya Miras Listesine Alınmış Tarihi : 6.12.1985
Liste Sıra No : 356
Niteliği : Kültürel
İ.Ö. 7. yy'da kurulan İstanbul'un kuzeyde Haliç, doğuda İstanbul Boğazı ve güneyde Marmara Denizi ile çevrile kısmı günümüzde 'Tarihi Yarımada' olarak anılmaktadır. Kent, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan stratejik konumu nedeniyle tarihi boyunca kentte hüküm süren uygarlıklar için daima çok önemli olmuştur. Bu özellikleri ile kent, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi büyük İmparatorlulara başkentlik yapmıştır. Bu görkemli geçmişi ile farklı dinleri, kültürleri, toplulukları ve bunların ürünü olan yapıtları benzersiz bir coğrafyada bir araya getiren İstanbul, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır. İstanbul'un tarihi yerleri Topkapı Sarayı, Yıldız Sarayı, Süleymaniye Camii ve Çevresi, Zeyrek Camii (Pantocrator Kilisesi) ve çevresi Kara suları, Bozdoğan Kemeri ve Haliç olarak tanımlanmıştır.
İstanbul'daki Bazı Önemli Müzelerin 2000 yılı ziyaretçi sayıları
Arkeolojik Müzesi
|
161.337
|
Ayasofya Müzesi
|
925.205
|
Kariye Müzesi
|
130.703
|
Mozaik Müzesi
|
17.719
|
Rumelihisarı Müzesi
|
67.246
|
Topkapı Sarayı Müzesi
|
1.217.848
|
Türk-İslam Eserleri Müzesi
|
66.195
|
Yıldız Sarayı Müzesi
|
3452
|
İstanbul - Göreme Kampanyası
|
|
The City of Safranbolu
Şehir eski çağlarda Homeros'un İlyada destanında geçen Paflagonya bölgesinde yer almaktadır ve bilinen
tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar gider. M.Ö. 3000 ve 4000 tarihli tümülüsler, Safranbolu'nun insan yerleşimi
açısından uzun bir tarihî olduğunu göstermektedir. Şehir Flaviopolis,
Theodoropolis, Hadrianopolis, Germia ve Dadibra (Dadybra) gibi antik
kasabalarla yorumlanmıştır. Bölgedeki bilinen ilk medeniyetler Hititlerin komşuları olan Gaspalar
ve Zalpalardır.[4] Bölgede sırası
ile Hititler, Frigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar (Bizans), Selçuklular, Çobanoğulları,
Candaroğulları
ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır.
Şehir Selçuklular tarafından fethedildiğinde adı
Dadibra idi. Safranbolu, Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan'ın
oğlu Muhiddin Mesut Şah
tarafından 1196 tarihinde Türklerin eline geçmiştir.
Muhiddin Mesut Şah, Yunanlı-Bizanslı nüfusa savaşmadan teslim olmaları
durumunda hayatlarını koruyacağına söz vermiş fakat kayıtlara göre şehir
savaşla ele geçirilmiştir. Hristiyanlara ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur. 1213-1280
tarihleri arasında Çobanoğulları,
1326-1354
tarihleri arasında Candaroğulları
ve 1423 yılından sonra da Osmanlı Devleti'nin elinde bulunmuştur. Şu anki
Kıranköy bölgesinde, Yunanlı topluluk bulunmaktaydı. Burası daha sonra merkez
Yunan mahallesi olmuş ve 1923'deki
nüfus değişimi bu bölgede gerçekleşmiştir.[4]
Selçukluların idaresinde şehrin adı Zalifre
olmuştur ve Sinop - Kastamonu - Safranbolu - Gerede - Söğüt uç bölgesi durumuna
gelmiştir. Sonraki yıllarda şehir Türkmenler ve Bizanslılar arasında birkaç
defa el değiştirmiştir. 1213 ile 1280
yılları arasında kasabayı, Anadolu Selçuklu
Devleti'nin uç beyliği durumundaki Kastamonu ve Sinop
bölgesine yerleşmiş olan Çobanoğulları Beyliği
yönetmiştir. Daha sonra Çobanoğuları
Moğol İlhanlılar'a vergi
vermeye başlamıştır.[5]
1326'da
Candaroğulu
Süleyman Paşa şehri ele geçirmiştir. 1332'de Kastamonu'ya gitmekte olan İbn Battuta ve Kastamonu paşasının oğlu vali Ali Bey ile
görüşmüştür. İbn Battuta'ya göre
geldiğinde, Hanefi ögretisini öğretmekte olan bir medrese
bulunmaktaydı. Candaroğulları
dönemiyle bölgede İslami mimari hareketlenmiştir, bu dönemde Gazi Süleyman Paşa Camii
kullanılmaktaydı. Ayrıca eski bir Bizans kilisesi, iki hamam ve çeşitli
çeşmeler bulunmaktaydı. Diğer benzer bir İslami yapılanma ancak 17. yüzyılda olacaktır.[5]
Safranbolu 14. yüzyılın ortalarında ilk defa Osmanlı kontrolüne geçmiştir ve bu tarihten 1416'da
tamamen fethedilene kadar Osmanlı Devleti ile Candaroğulları
arasında bir sınır bölgesi olmuştur. Bölgeye Osmanlılar Yörükan-i Taraklı olarak bilinen çok
sayıda Türkmen göçebeyi yerleştirmeye çalışmıştır ve
şehrin ismi bu dönemden sonra Taraklı Borglu veya kısaca Borglu ve Borlu olarak
adlandırılmıştır. 18. yüzyılın
ortalarında Zağfiran Borlu kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra 19. yüzyılın ortasında kısa bir süre için
Zağfiran Benderli kullanılmıştır fakat 19. yüzyılın son çeyreğinde Zağfiran
Bolu olarak değişmiştir.[5][6] En son olarak
ise Zafranbolu ve daha sonra Safranbolu şekline dönüşmüştür.[6]
Osmanlı Devleti zamanında özellikle 17. yüzyılda İstanbul-Sinop kervan yolu üzerinde
konaklama merkezi olmasıyla kültürel ve ekonomik olarak en yüksek düzeyine ulaşmıştır.
Aynı devirde Osmanlı sarayı ve devlet adamları şehre önemli eserler katmıştır.
18. yüzyıldan
başlayarak, III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde de devam eden ve 1850'den
sonra artan İstanbul'a olan belgelenmiş
göç ile Safranbolulular sarayda etkili olmaya başlamışlardır. Göçmenlerin
çoğunluğu fırıncılık veya denizcilik yapmaktaydılar. Xavier de Planhol'a göre 1860'dan
başlayarak Safranbolulular İstanbul'da fırıncılık
konusunda tekel kurmuşlardı ve fırınlarda çalışan yaklaşık her beş kişiden üçü
Safranbolu bölgesinden gelmekteydi. Büyük ihtimalle mevki sahibi ve tanınmış
kişiler Safranbolu'dan akrabalarını, arkadaşlarını veya müşterilerini İstanbul'a getirmekteydiler. Planhol'a göre
Safranbolu'dan İstanbul'a gelen
Yunanlıların büyük çoğunluğu denizcilik yapmaktaydılar.[7]
1939'da
işletmeye alınan Karabük Demir
Çelik Fabrikası ile Karabük ilgi merkezi durumuna gelmiştir ve
Safranbolu 1950'lerde Anadolu'da gerçekleşen modern şehirleşmeden
fazla etkilenmemiştir. Bu nedenle mimari gelenekleri, özellikle yarı ahşap, üç
odalı Pontian Yunan stilinde depreme dayanıklı evleri korunmuştur.[4] UNESCO tarafından 17 Aralık 1994
tarihinde Dünya Miras Listesi'ne
alınarak "Dünya Kenti" unvanını almıştır. Dünya Miras Şehirleri
Organizasyonu'nun (OWHC) aktif üyesi olan Safranbolu'da 2000
yılında OWHC yönetim kurulu toplantısı düzenlenmiştir.[3]
Hierapolis-Pamukkale
Pamukkale, kaynak sularının kirecinden oluşmuş bir tepe. Türkiye'nin en tanınmış doğa harikasıdır; ve Denizli'dedir. Pamukkale 2700 metre uzunluğunda
ve yüksekliği 160 metredir. Parlak beyaz rengiyle Pamukkale'yi 20 km uzaklıktan
görmek mümkündür. Tepesinde antik Roma'lılardan kalma kutsal
şehir Hierapolis adlı antik şehir bulunur.
20'nci yüzyılda
Pamukkale'nin güzelliğini kendi gözleriyle görmek isteyen turistlerin
akınlarıyla başa çıkabilmek için gitgide daha çok oteller inşa edildi. O
zamanlarda çok hasar meydana geldi. Bazı otellerin inşa edilebilmesi için antik
şehir Hierapolis'in bir kısmı yıkıldı. Pamukkale'nin sıcak kaynak suyu
otellerin banyolarına havuzlarına aktarıldı. Suyu kesilen Pamukkale günden güne
sararıp renk degiştirmeye başladı.
UNESCO'nun koruma altına almasıyla hasar bir miktar telafi
edildi.
Nemrut
Dağı
Nemrut Dağı Güneydoğu Anadolu
bölgesinin Adıyaman ilinde Ankar dağları yakınında 2.150
metre yüksekliğinde bir dağdır.
Kommagene kralı Antiochus Theos, M.Ö. 62 yılında bu dağın
tepesine, pekçok Yunan ve Pers
tanrısının heykelinin yanısıra kendi mezar-tapınağını da yaptırmıştır. Mezarda,
bir kartalın başı gibi, tanrıların taş oymaları
bulunur. Heykellerin diziliş şekli hiyerotesyon olarak
bilinir.Ayrıca her heykelin boyu 10 metre kadarmış ve dünyanın en güzel gün
doğumu ve gün batımı burada olduğu söyleniyor.
Mezarda 1881
yılında Alman mühendis Karl Sester tarafından
kazı çalışmaları yapılmıştır. Daha sonraki yıllarda yapılan kazılarda da
Antiochus'un mezarı bulunamamıştır.
Nemrut Dağı 1987'de
UNESCO tarafından Dünya mirası alanı
ilan edilmiştir ve dünyanın sekizinci harikası sayılır.
Piyanist Tuluyhan Uğurlu, 2150 metreye taşınan piyano ile
4 Eylül 2003'te
Nemrut Dağı zirvesinde bir konser vermiştir.